Yine coktan beri müsterisi oldugu bir toptanci dükkaninin önünden gecerken gazetesini verip gidecegi sira, dükkan sahibi kaba ve sert bir sekilde seslendi ona Gel ulan buraya Boran Sana Boran diyorum ki icimi rahat ettireyim. Yarin önemli bir yere gelince, ileride büyük bir adam olursan sana Bey demek zorunda kalabilirim. diyerek icindeki kinini, hirsini ve kizginligini belli etmisti. Boran oldugu yerde sendelenerek yikilmisti Ne istiyorlardi, neden böyle kirici davraniyorlardi Yine posta treni ile yaklasik iki gün sürecek olan zorlu ve yorucu bir yolculuga cikacakti. Kompartimanin kirli, yirtik koltugunda oturunca istemedigi halde yine Gülendam aklina düsmüstü. Elleriyle avuclarini kavradi, kavga cikarmak istiyor gibi sarsti, De git ulan dedi kendi kendine. Sen kim, ask kim, evlilik kim, yuva kurmak kim Trenin sessizligi sagir eden siren sesinden sonra sarsilarak hareket etmesi onu kendine getirmisti. Bu kitabi bir roman duygusuyla okuyabilirsiniz, ancak romandan ziyade gercek yasanmis bir hayatin, acilar icinde kivranan duygu yüklü, hüzünlü ve cileli bir yol hikayesini okuyarak yasayacaksiniz.
