Adalet kavraminin entelektüel acidan degerlendirilebilmesi icin önce yeterince anlasilmasi gerekir. Adalet kuramlari gercek dünyanin adaletli bir yer olmasina ne ölcüde katkida bulunmaktadir, Asil adaletli olmasi gereken bireyler mi yoksa kurumlar midir, Adaletli bir dünya icin adalete inanan insanlarin sayisinin coklugu mu yoksa adil eylemi zorunlu kilan yasalarin varligi mi daha önemlidir gibi sorular, adalet kavraminin ne oldugu yeterince anlasilmadan yanitlanamaz. Bu kitap, cesitli filozoflarin adalet kuramlarina isik tutarak adalet kavraminin derinlemesine anlasilmasina ve adalet konusunda yetkin bir degerlendirme yapabilme gücünün gerektirdigi kuramsal bilgi birikiminin olabildigince ayrintili ve toplu bir sekilde okura sunulmasina ve adalete iliskin kritik sorulara tatmin edici yanitlar vermeye, katkida bulunmayi amaclamaktadir. Bu eserin olusumuna önayak olan editörler eserin yalnizca adaletin dogasinin anlasilmasina katkida bulunmasini degil, ayni zamanda bir adalet duyarliliginin gelistirilmesine de katkida bulunmasini amaclamislardir. Dolayisiyla alaninda uzman bircok akademisyenin katki sagladigi Adalet Kuramlari adli bu eserin, ilgili filozoflarin adalet kuramlarini acikliga kavusturma disinda bircok ahlaki, hukuki ve siyasi sorunu ve tartismayi tekrar gündeme getirip okurun adalet konusundaki bilgi ve kavrayisini zenginlestirerek bir adalet duyarliligi gelistirmesine de katkida bulunacagini umuyoruz. Ancak eserin öncelikli amaci, entelektüel olarak adaletin dogasini aciklamaya ve degerlendirmeye calisirken filozoflarin teorik düzlemde tam olarak nasil bir durumun icinde olduklarini gözler önüne sermektir.