Mustafa Kemal Atatürkün iki ordusu vardi Türk Ordusu ve Egitim Ordusu. O büyük devrimciye göre cehaletle savas en büyük ve en kutsal savastir. Onu yendiginiz gün büyük zaferi kazanmissinizdir.
Bu bilincle Egitim Ordusuna Ögretmenler, yeni nesil sizlerin eseriniz olacaktir. diye seslenir. Bu savasi kazanacak neferler de ögretmenler. Onlar, bu düsüncenin top agzina sürülmüs mermileridir. Bu ordunun bir neferi de benim. Canla basla calistim.
Ögretmenler, Atalarindan aldiklari devrim isigini yurdun en uzak kösesine dek tasir bu bilincle. Nerede, nasil, hangi ortamda olurlarsa olsunlar, arkalarinda hep Atatürkün ve kurdugu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gölgesi vardir, ona güvenirler yalniz. Yeni nesilleri o bilincle yetistirir, o bilincle yasar, hicbir seyden korkmazlar. 60 saatlik formasyon dersiyle ögretmen de olunmaz.
Ögretmenlerin bagli oldugu bakanligin adi da Milli Egitim Bakanligidir. Egitim ve ögretim bir kusun iki kanadi veya yasam arabasina kosulmus iki at gibidir Iki kanadi varsa ancak kus ucar, tek kanatli kus ucamaz. Tek atin gücü de iki at gibi olmaz. Bu nedenle ne egitimsiz, ögretim olur ne de ögretimsiz egitim Disiplin her ikisinin de temeli.
Yeryüzünde üc cesit egitim söz konusudur Ulusal Egitim, Uluslararasi Egitim, Dini Egitim. Bireyin ulus bilincine varmasi, ulus aidiyetine bagli olmasi ancak ve ancak ulusal egitimle olur. Her Türk vatandasi Ulusal Egitimden gecmeli. Uluslararasi Egitimden gecenlerde ulus bilinci gelismemis, aidiyet duygusu yoktur, olamaz. Dini Egimle yetisen insan, bu dünyada yasasa da ahiret icin calisir, sürekli ona hazirlanir.
Bu nedenle de ögretmenler, Cumhuriyetin temelinin Ulusal Egitim oldugu bilinciyle ögrencilerini yetistirmeli. Her Türk vatandasi esit, laik, cagdas ve de bilimsel temele dayanan Ulusal Egitimden gecmeli. Bu da devletin asli görevidir. Bu egitimle yetismekten, ögrenci yetistirmekten, bir ögretmen olmaktan, cok mutluyum. Her zaman, her ortamda ne ögrencilerimden ne velilerimden incinmedim hic; görevimi layikiyla yapmaya calisan mutlu bir ögretmenim ben.