XIX. yüzy¿l¿n son çeyre¿inde, Süryanilerin yäad¿klar¿ bölgelerdeki yerel güçler taraf¿ndan s¿kl¿kla bävurulan ¿iddet olaylar¿, Süryaniler aras¿nda da toplumsal dramlar¿n yäanmas¿n¿ kaç¿n¿lmaz k¿lm¿¿t¿r. Süryani kad¿n ve çocuklar¿n¿n korunmas¿na yönelik olabilecek tedbirler gecikmi¿ olmakla beraber, birçok resmi ve özel yard¿m kurulu¿u bu konuda faaliyet göstermi¿lerdir. Çat¿¿malar¿n getirmi¿ oldu¿u yok olu¿lar¿ asgariye indirme çabalar¿ olarak de¿erlendirilebilecek olan "yetimhane/eytamhane" uygulamalar¿na Süryani tarihinde rastlamak pek mümkün de¿ildir.
Adana Asuri/Süryani Yetimhanesinin (1919-1922) önemi; birincisi, dini mekânlar¿n d¿¿¿nda, çocu¿un beslenme, bar¿nma, säl¿k, e¿itim gibi ihtiyaçlar¿n¿n kar¿¿lanmas¿, ilk defa dini organizasyonlar¿n kurumsal yap¿s¿ndan ayr¿ olarak ele al¿nm¿¿ olmas¿d¿r. ¿kincisi ise toplulu¿un sivil önderlerinin giri¿imiyle, çocuklar¿n korunmas¿ ve ulusal bilinçlerinin geli¿tirilmesine yönelik bir yap¿lanman¿n daha önce hiç denenmemi¿ olmas¿ndan ileri gelmektedir.
Adana Süryanilerinin hiçte al¿¿¿k olmad¿klar¿ yetimhane kurma giri¿imlerinin üç y¿ll¿k öyküsü ve bu giri¿imin diasporada nas¿l kar¿¿l¿k buldu¿unun kay¿tlar¿...