Mahmut Esat Bozkurt, elinizdeki kitapta Timuru, dünyayi yenmis bu Türk oglu Türkü
icyüzüyle, gercek cehresiyle tanitmaya calistigini söylüyor. Timur, bazi tarihcilerin yazdigi gibi dünyayi atese veren bir kan dökücü degil, politikalarini ahlaka dayandiran bir cihan fatihidir; hayatini bir halk cocugu olarak gecirmis ve bununla övünmüstür. Mührünü de söyle kazdirmistir Men Timur, Tanri kulu.
Bozkurt, kitabinda Timurun lider kisiligini, devlet yönetme anlayisini ayrintilariyla ele
aliyor. Ancak bu, basit bir aktarim degil, bazen nasil olmasi gerekene gönderme, bazen de neden bugün böyleye yanittir. Timurdan kalkarak Kemalizmin devlet teorisinin ve devlet yönetiminin insasi ve aciklamasi yapilmakta hatta bazen elestirilere yanit verilmektedir. Osmanli ile Timurun karsitligi cizilerek farklar vurgulanmaktadir.
Yazar, Atatürk ve Timur arasinda benzerlik görmektedir. Cünkü Timur da Atatürk de
yoktan devlet kuran Türk cocuklaridir.
Haksizlik olan bir yerde, devletin ömrü olmaz.
Devlet islerine, yabanci, el sürmemelidir. Bu, hükümet hikmeti icabidir. Idare
yabancilara verilmemelidir. Maliye ve ekonomi cok önemlidir, saat gibi islemelidir.
Düzenli ordu her seyden üstündür, halk ile ordu arasinda bir fark ve imtiyaz
olmamalidir. Biri olmadan digeri de olmaz. Bir yönetici kendini degil, memleketi, milleti
düsünmelidir. Kinci ve öc alici olmamalidir. Her söylenene kulak asmamali, dogru olani
ilkelerine göre uygulamali, kararli ve dirayetli, fedakar ve sabirli olmalidir. Halkla
dogrudan baglanti kurulmalidir. Insafsiz zenginlerin yoksullari ezmesine izin
verilmemelidir.