20 yüzyilda Türk sosyal düsünce tarihine kafa yoran tarihci, edebiyatci, felsefeci ve sosyologlar eksik olmadi. Fuat Köprülü ve Ahmet Hamdi Tanpinar, Hilmi Ziya Ülken ve Serif Mardin bu isimlerden bazilari. Kurtulus Kayali da bu silsile icinde, Cumhuriyet dönemine odaklanan zirvelerden birini teskil ediyor. Kayalinin düsünceye bütüncül bir bakisi var. Düsünceyi sosyalizm, liberalizm, milliyetcilik ya da Islamcilik gibi bir ideolojiye hapsetmiyor. Onun icin düsünce sadece akademi degil, akademi disi da demek. Sadece tarih ve sosyoloji ya da bilim degil, edebiyat ve sinema, sanat da demek. Kayali düsüncenin sosyal tarihini yaziyor. Ona göre düsünce tarihi toplumsal sartlardan etkilenmeden, dahiler eliyle üretilip kendi icinde birikerek ilerleyen soyut bir sürec degil. Kültürel, iktisadi, siyasi, hatta toplumlararasi gelismelerle iliskilendirilmesi; tarihsel-toplumsal baglamina oturtularak incelenmesi gereken somut bir sey. Kayaliya göre düsünce bir ortamin ürünü. O ortamda sadece büyük isimler yok, adi sani unutulmus entelektüeller, dergilerde kalmis tartismalar, yayincinin reddettigi kitaplar, degisen vurgular da var. Entelektüellerin iliskileri, gazete, dergi, yayinevi cevreleri, üniversite ve dernekler, okullarekoller de var.