Tay ve sipa, Halile iyice yaklasmis; tay, Halilin yüzünü bile diliyle yalamisti. Halil korkmustu ama ürkmesinler diye korkusunu bastirmaya calisti. Geriye döndü, yürüdü. Tay ve sipa da arkasindan kosturdu. Cayirlikta Halil onlarla kovalamaca oynadi. Günlerdir ilk kez bu kadar mutlu oluyordu. Nereye kossa tay ve sipa da arkasindan kosuyordu. Cayirlikta dolanip durdular, yerlerde yuvarlandilar. Yakalamaca oynadilar. Halil ilk kez böyle güzel bir gün geciriyordu adada. Hic bitmesin istiyordu. Aklina atlar gelince havayi fark etti. Günes batmak üzere idi. Atlar birazdan gelirler. Gitmem gerek deyip alandan hizla uzaklasti. Sipa ve tay da pesinden geliyordu. Artik ayrilmamiz gerek. Pesimi birakin deyip onlari alana geri sürdü. Ama yine pesini birakmadilar. Tay ve sipa bes on metre gerisinden yine geliyordu. Agaclik alana girmisti ki atlar alanda göründü. Sipa ile tay atlari görünce geri dönüp agacin yanina kostular. Halil de agaclarin arasindan kosarak pinara kadar geldi. Günes batmak üzere idi. Tas salon onu bekliyordu. Ama mutluydu. Iki can arkadasi vardi artik.