Akintisina kapildigimiz bir nehir ya da acilmamiz icin önümüzde bekleyen engin bir okyanus... Zamanin akisini nasil kabul ederseniz edin gelecek önünüzde sizi bekleyen bir muamma olarak duruyor. Bir bakis acisiyla insanlik tarihi, insanlarin ulasmak istedikleri gelecekler ugrunda yasadiklari, katlandiklari ve sonucta istediklerine ulasamadiklari eylemler silsilesinden olusmustu denebilir. Yazar bu kitapta, gelecekin bugünden ve bizden bagimsiz olmadigini ve bundan hareketle gelecek konusunu nasil ele almamiz gerektigini anlatiyor. Farkli tasavvurlarin ve algilarin oldugu bu dünyada tek bir gelecekten degil geleceklerden bahsedilmesi gerektigini ifade ediyor. Kitapta sözü edilen gelecek calismasi yöntemleri, bunlarin tarihi seyirleri ve üzerinde topladigi ilgi aslinda bu konunun üstünlük yarisi icindeki ideolojilerin basari elde etmesinde kritik bir role sahip oldugunun da delili olarak ortaya cikiyor. Ideolojilerin sundugu ütopya veya distopyalari anlamlandirip bir karsilik verebilmek, gelecegi sömürgelestirilmekten kurtarmak amaciyla gerekli bilimsel ve terminolojik araclarla kusanabilmek icin meselenin ciddiyetle arastirilip islenmesinin elzem oldugu anlasiliyor. Bununla birlikte günlük hayata gittikce daha derinden nüfuz eden teknolojik gelismelerle beraber beliren toplumsal ve ahlaki sorunlari önceden kestirip cevaplar ortaya koyabilme gerekliligi gelecegi calismanin önemini bir kat daha artiriyor.
Islam dünyasi, gelecek konusunu dogru sekilde ele alarak calismaya basladiginda gelecekler icinden kendisine dayatilani degil, idealinde olani gerceklestirme imkanina kavusacaktir. Yazarin dedigi gibi, siz gelecegi nasil sekillendireceginizi bilmezseniz, gelecek sizi sekillendirir.