1923 yilinda yazildiktan hemen sonra Sovyet bilim-kurgusu icinde büyük söhrete kavusan Aelita, bir yil sonra, 1924 yilinda, Sovyetlerin uzun metrajli ilk bilim-kurgu filmine de ilham oldu. Daha sonra farkli yönetmenler tarafindan ayni adla tekrar tekrar cekilen filmlerin ilhami olan kitap, bir bilim-kurgu klasigi haline geldi. Bugün bile Rusyada bircok aile, cocuklarina dünyanin hicbir dilinde anlami olmayan, Aleksey Tolstoyun bu kitap icin icat ettigi Aelita kelimesini isim olarak vermeye devam etmektedir. Dagilmasina kadar Sovyet Yazarlar Birligi, dagildiktan sonra Rusya Federasyonu Yazarlar Birligi tarafindan 1981 yilindan beri hemen her yil Aelita Ödülü adinda bilim-kurgu ödülü verilmektedir. Yazildigi cografyayi bu kadar etkileyen bu kitabi Türkcede ilk kez yayinlamanin hakli gururu icindeyiz. Bicimsiz elbiselerle örtülmüs ince bedenler; ince burunlu, kirisik yüzler; yüzyillar boyu carklarin dönüsünden, madenlerin karanligindan baska bir sey görmemis üzgün gözler, mutluluk ve cesaret bilmeyen zayif eller... Herkes, atesin kivilcimlarinin aydinlattigi her sey, Gögün Ogluna dogru dönmüstü. Gusev de onlara dönüp konusmaya basladi Korkmayin muhtesem dostlarim, üzülmeyin Basinizi dik tutun. Kiyamete kadar aci cekecegiz diye bir kural yok. Umudunuzu kaybetmeyin. Basaracagiz, her sey cok güzel olacak