Ahmet Altan, yalnizca duygularin, tutkularin degil, düsüncelerin de yazari. Bircok insanin sustugu, susturuldugu, sindirildigi dönemlerde, düsüncelerini acikca yazmaktan, inandiklari icin mücadele etmekten cekinmeyen; defalarca yargilanip mahkum olsa da düsüncelerinden taviz vermeyen güclü bir kalem. Kalabaliklarin, sessizligin karanligina cekildigi zamanlarda toplumun vicdani olmayi basaranlardan biri. Ve Kirar Gögsüne Bastirirken de, düsüncelerini her zaman insan duyarliliginin sicakligi ile ifade etmeyi basarmis olan Altan in, hayatimiza, gecmisimize ve gelecegimize isik tuttugu, kaygilarimizi ve umutlarimizi dile getirdigi yazilar var. Romanlarinda insan ruhunun derinligini, insanin kaderini, hüznünü, coskusunu anlatan Altan in bu kitabi, toplumun söylenmesi yasaklanmis acilarina, bastirilmis sevinclerine, gölgede birakilmis sirlarina egiliyor.