Varlikli bir ailenin cocugu olan Ali Bey, yirmi iki yaslarinda iyi bir egitim ve ögrenim görmüs bir genctir. Yalniz hayat tecrübesinden yoksundur. 19.yy.in seckin gezinti yerlerinden biri olan Camlicada dolasirken cok güzel bir kadinla tanisir. Kadinin adi Mahpeykerdir. Genc adam, ilk karsilasmada ilgi duydugu bu kadini derin bir askla sevmege baslar.
Bu ilk tanismadan sonra hemen her hafta Mahpeykerle bulusmak üzere Camlicaya gider. Oysa kadinin kirli bir gecmisi vardir ve Ali Beyin sevgisine layik degildir. Bu durumun farkinda olmayan ve onu da kendisi gibi temiz bir sevda icinde hayal kuran genc adam, kisa zamanda evini ve isini ihmal etmeye baslar. Zamanla geceleri bile evine ugramadigi bile olur. Bir süre sonra ailesi, Ali Beyin durumunu ögrenirler. Onu, zor kullanarak, bu durumdan kurtarmaya calisirlar ve baska carelere basvururlar. Ali Beyin annesi eve genc ve cok güzel bir cariye alir. Cariyenin adi Dilasubdur. Bu cariye temiz, saf, iyi ahlakli bir gencecik kizdir. Annenin amaci, Ali Beyin Dilasubu sevmesi, böylelikle Mahpeykerden kurtarmasidir. Ne yazik ki bu care yetersiz kalmistir. Ali Bey Dilasbuun farkinda bile degildir. Her gecen gün cogalan bu sevda Camlicaya, Mahpeykere Ali sürüklemeye devam eder.