Harms, cagdas öykünün en büyük öncülerinden biri olarak, Tolstoy, Cehov ve Babelin yaninda yer almali... Bu üclüyle kiyaslandiginda en kisa, en komik ve bazi acilardan en hakikisi olarak öne cikar onun hikayeleri. Bicimsiz, üslupsuz görünümleri altinda vahsi, hüzünlü, siddet dolu, fevkalade komik ve ürkünctürler...
Sovyet avangard edebiyatinin en önemli isimlerinden biri olan Daniil Harmsin eserleri, ancak o öldükten uzun süre sonra gün yüzüne cikabilmistir. Bu sürecin ardindan kisa sürede bircok dile cevrilen kitaplariyla dünya edebiyatinda sarsilmaz bir yer edinen Harms, siirleri, kisa öyküleri, cizgisel öykülemeyi reddeden deneysel piyesleri ve bazilarini bugün mikro-kurgu diye anlamlandirabilecegimiz siradisi nesriyle kült statüsüne erismistir. Onun ilk bakista kendini ele vermeyen, fazlasiyla orijinal, absürt hikayeleri, öyküleme olgusunu sorgulamakla birlikte varolusun anlamsizligini ve yasadigi dönemde Stalin sultasinda gittikce muhafazakarlasan Sovyet rejimi altindaki günlük hayati da anlatmaktadir. Bugün Hicbir Sey Yazmadim, George Saunders, John Ashbery, Martin McDonagh gibi yazarlarin hayranligini kazanmis bu benzersiz yazarin öne cikan eserlerinden kapsamli bir secki.
Olaganüstü detayciligi ve akiskan diliyle bu hikayeler, herhangi
bir kapi calinmasinin bürokrasi labirentinde kaybolmak, hatta ceza kamplarina yollanmak anlamina geldigi topraklardaki günlük yasamin gerilimini yakaliyor.