Akil almaz bir ruh hali vardi, biriken kalabalikta. Artik sinsin oyunu kizil derililerin savas dansina benzemeye baslamisti. Köy halkindan biri sessizce oradan ayrildi, kosmaya basladi. Arkasina hic bakmadan kosuyordu. Kayalik tepeyi indi, Attepesinin yamacindan yaylaya ulasti, Kalaycik Tepesini geride birakti. Dilon Bayirindan asagiya kostu, Kara Bogazdan gecti ve Kizil Pinar muhtarinin evine ulasti. Gece yarisiydi. Sari köpegin aci aci havlamasina uyanan muhtar, camdan disariya
-Kim var orada Diye seslendi.
-Benim, kapiyi ac.
-Terden, suya düsmüs gibisin, birinden mi kaciyorsun söyleyecek misin
-Höyükten geliyorum.
-Neler oluyor
-Dügünü bahane edip iki üc bin kisi toplandi. Bildigimiz bilmedigimiz bir sürü insan. Nereden geldiler bilmiyoruz. Hepsinin konustugu bir sey var. Sizin köyü basacaklar. Yanlarinda mazot ve gazyagi getirmisler. Yakalim diyorlar, Asalim diyorlar baska bir sey demiyorlar. Bizim köylülerin haberi bile yok. Gazete de yazanlari okuyanlar.