Dinler, dis dünyaya yönelik ögretilerinden belki de cok daha fazlasini insanin ic dünyasi icin söylerler. Islam dini söz konusu olunca, bu icte yatani, dern tarafini anlama üzerinde yogunlasan bilim dalina tasavvuf adi verilmis ve bu yönde uzmanlasanlar da sf, mutasavvif,muhakkik gibi isimler almislardir. Bu özel ilim dali, zaman icerisinde kendi müesseselerini kurarak Islam toplumlarini kültür, sanat, edebiyat ve bilim alaninda etkileyen en önemli düsünce hareketi haline gelmistir. Türkler de Islama girislerinden itibaren büyük oranda Islam dininin bu yorumunu benimsemisler ve bu sahada büyük arifler yetistirmislerdir. MuhyiddinIbnül-Arab, Mevlana gibi bu yolun büyük ustalarinin Selcuklular ve akabinde Osmanlilarin dünya görüsünü etkilemede oynadiklari fevkalade rolün yankilari, Anadolunun her tarafindan irfan meclislerinin yükselmesi seklinde olmus ve bunun neticesinde Yunus Emre, Niyazi Misr, Esrofoglu Rm, Seyh Galib gibi yüzlerce mütefekkir sf yetismistir. Osmanli insaninin zihniyet dünyasi üzerinde düsünce arkeolojisi yapan bütün arastirmacilar derine indiklerinde hep tasavvuf denen bu din felsefesi ile karsi karsiya kalmislardir.

Elinizdeki eser, Prof. Dr. Mahmut Erol Kilicin kaleminden Anadolu ve Rumeli irfanini besleyen tasavvuf ocaklarindan Halveti- Ussakligin tarihine isik tutuyor, gönülde ask derdine talip olanlarin eserleri ve hayatlarina günümüz insanini asina kilmaya calisiyor.