Bir sekilde bircogumuz kendi yasadigimiz ya da aile sisteminde yasanan travmaya ya da travmalara dolanik yasiyoruz. Önceki nesiller travmalarini baglanma süreciyle bize aktariyorlar, biz de ayni sekilde sonraki nesillere...
Travma yasamis anne ve babanin, yasadigi travmayi cocuklarina aktarmama ihtimali neredeyse yok gibi.
Konstelasyon calismalari, yasanan travmalarin anlasilabilmesi, gün isigina cikmasi ve iyilestirilmesi icin son derece etkili bir yöntem.
Travma kavramini ve etkilerini baglanma süreciyle beraber ele almadan, iyilestirici ve gercekten kalici etkisi olan bir konstelasyon calismasindan bahsedemezsiniz. Insanda ortaya cikan bircok hastaligin kökeninde yatan sey, duygu ile düsüncelerin birbiriyle uyumlu olmamasidir. Bazen duygularimiz düsüncelerimize, bazen de düsüncelerimiz duygularimiza güvenmiyor ve bu kargasa bircok hastalik icin baslangic dinamigi teskil ediyor. Yasadiklari travma nedeniyle yasamla, dolayisiyla cocuklariyla saglikli, normal bir iliski olusturamayan anne ve babalar ne kadar iyi niyetli ve sevgi dolu olurlarsa olsunlar, cocuklarini travmatize ediyorlar. Ilk kosullanmalar da böylece cok erken yaslarda basliyor. Cocuk kendi düsünce ve duygularina mi güvenmeli yoksa anne ve baba tarafindan aktarilan ve sistemde olusan kargasa icindeki duygu ve düsüncelere mi güvenmeli. Cocuk kendi yasamina döndügünde aile sisteminden aldigi bu dinamigi ister istemez, kuracagi iliskilere yansitiyor. Dolayisiyla bir sekilde yasadigimiz ya da üstlendigimiz travmalardan ötürü toplum icinde birbirimizi travmatize etmeye devam ediyoruz.
Bu kitap yasanilan travmalarin baglanma yoluyla nesilden nesile nasil aktarildiginin ve etkilerinin anlasilabilmesi icin, gerek profesyoneller gerekse ruhundaki yaralari daha iyi anlamak isteyen herkes icin, okunmasi son derece kolay, cok önemli anlatimlar iceriyor.
