Ben bir yüce dag idim, yikildim. Yuvarlanip düstü taslarim. Ben bir kayin agaciydim. Soysuz rüzgarlar yapraklarimi ucurdu. Girdabinda boguldum yoklugun. Öyle bir yol idim ki kervanlar sigmaz idi. Simdi inceldim, yok oldum. Agir yük altinda ezildim. Kervan olup yola ciksam, basimi cekecek devem yok. Dipsiz kuyulara, zindanlara atildim. Aglayacak kimsem yok. Kilicim yok savasmaya. Kalkanim yok gizlemeye gögsümü. Konusamadim, cünkü kopardilar dilimi. Öldüm, kuzgunlar yediler lesimi. Önce ölümü gösterdiler, sonra sudan cikarip atese attilar beni. Diri iken topragin altina girdim.
Tarihin her döneminde büyük devlet olmayi basarmis bir milletin kendi adiyla kurdugu medeniyet yolculugunun destansi öyküsü Kutlu Daglar Ülkesi.
Roman, Ergenekondan cikarak Koreden Karadenize kadar uzanan bir devlet kuran ve yüzlerce farkli kabileyi ayni ruh, duygu ve düsünce birligi altinda birlestiren Göktürkleri anlatiyor. Icinde barindirdigi kahramanlik destanlari, ask, trajedi ve ihanetlerle de günümüze cok sey tasiyor.
Türk Kaganligi kurulusundan itibaren ortak amac, töre, dil ve kültür unsurlarini saglam ve adaletli bir yönetim anlayisiyla kaynastirarak Orta Asya kavimlerinin tamaminin birlik olmasini saglamistir. Bumin, Istemi ve Erkin Kaganlar zamaninda yükselen erdemler, Cinli prenseslerin isvelerine ve casuslarin hilelerine kanarak ihanete sürüklenen ve hata yapan yöneticilerin elinde halk ve devletle beraber cöküse gecer. Savas meydanlarinda Türkleri yenemeyen Cinliler, aralarina nifak tohumlari sacarak onlari kolayca yikabilmektedir.
Mustafa Cevikin siirsel diliyle zaman duygusunun Türk atlilarinin ayaklari altinda kaybolmasina taniklik edecek; kahramanlik, ask, gurur, zafer, aci ve ihanetlerle dolu Orta Asya Bozkirlarinda kendinizi Bumin ve Istemi Kaganlarla birlikte at kostururken bulacaksiniz.