Alexander Van Milligen, 19. yüzyilin ikinci yarisinda Istanbuldaki kültürel etkinlikleriyle hem Avrupali köklerini imparatorluk baskentinin uygarlik katmanlari arasinda arayan, hem de modernlesme caginda gecirdigi sarsici dönüsümlerle geleneksel özünden hizla uzaklasan Osmanli hayat tarzina tutkuyla baglanmis Batili aydin tipinin carpici bir portresini sunmustur.
Istanbul, Millingen icin hayatini adadigi büyük kesfin sirlarini saklayan bir eski zaman müzesidir. 19. yüzyil sonlarinda Roma, Bizans ve Klasik Osmanli kültürlerini birarada sergileyebilen bu ayricalikli sehir, ayni zamanda Millingene arastirmalarina destek cikan toplumsal bir cevrenin olanaklarini da sunmustur.
Constantinople, 1906da Londrada basilmistir. Diger arastirmalarina oranla popüler niteligi ilk anda ön plana cikan bu calisma, bir bakima resimli Istanbul kitaplari geleneginin basarili bir örnegidir. Öncelikle bir yazar ile bir ressami, dünya kültür tarihine damgasini vurmus bir sehrin gündelik hayati icinde bulusturmayi amaclamaktadir. Kitap; Millingenin metni ile Warwick Goblein suluboya resimlerinden olusan bir Istanbul panoramasini olusturur.